24 Ağustos 2011 Çarşamba

İL DİSİPLİN KURULU BAŞKANLIĞINA VERDİĞİM SAVUNMAM



            CUMHURİYET HALK PARTİSİ
              YALOVA İL BAŞKANLIĞINA
               (İl Disiplin Kurulu Başkanlığı)
                                                                    YALOVA

İLGİ: 2011/2151 sayı ve 12/08/2011 tarihli, İl Disiplin Kurulu Başkanı Sayın Muzaffer YAZGAN imzalı yazınız hakkında:

15/08/2011 tarihinde, iadeli taahhütlü, ağzı açık zarf olarak adresime gönderilen, 25/06/2011 tarihinde yerel basında çıkan cevabi açıklamamla ilgili savunmam istenen yazınızı almış bulunmaktayım.

 Mahalli Basına 25/06/ 2011 tarihinde vermiş olduğum açıklama, seçimin hemen ertesinde üçüncü dönem yeniden seçilmiş bulunan Milletvekilimiz Sayın Muharrem İnce’nin ulusal ve yerel basında çıkan bir kısım partililerimiz hakkında ki o talihsiz ‘İrlandalılar’ benzetmesiyle ve suçlamaları ile ve yine ikinci sıra milletvekili adayımız Sayın Alaattin Fitoz’un yerel basında yapılan o suçlayıcı ve gerçeklerle alakası olmayan karalayıcı açıklamaları, yerel basına açıklama yapmama neden olmuştur.

Mahalli basına yaptığım açıklamam, aynı kanalları kullanarak, yapılan suçlamalara yanıt vermemden ibarettir.Yani basın yoluyla yapılan suçlama ve karalamalara ben de basın yoluyla cevap verdim. Birilerine mubah sayılan yol, diğerlerine günah mı sayılıyor.  Bu açıklamalarımda hakaret içerikli hiçbir durum olmamıştır. Böyle bir konu olmuş olsaydı hakkımda dava açarlardı. Kimseye hakaret etmediğim gibi, etmem de söz konusu değildir, olamaz da. Açıklamalarım bir durum saptamasından ibarettir.

Ayrıca muhtarlarla ilgili gösterdiğim örnek, bir hakaret içermemektedir. Muhtarlık küçümsenen bir makam değildir. Bence Cumhurbaşkanından sonra gelen bir ulvi makamdır. Bir köy ve mahallede muhtarlık seçimlerinde o bölgenin en çok sevilen, çalışkan, becerikli kişileri seçilir. Benim oradaki kastım, Sayın Muharrem İnce’nin kendi köyünden almış olduğu düşük oy oranını belirtmekdir.

Bir yerde yazdıklarımla, sayın milletvekilimizin hedefine ulaşması için, uyulması ve davranması gereken tutuma dikkat çekmekti. Genel başkanlığa adayım diyen birinin partilileri ve halkı ile daha uyumlu ve sevecen davranması, kırıcı olmamasına dikkat çekmekti.

Eleştiri partimizde her üyenin hakkıdır. Ben eleştirileri aynı yöntemle yanıtladım. Cumhuriyet Halk Partisi şahıs, zümre ve dikta partisi değildir. Bu parti Cumhuriyeti kurmuş, ve demokrasinin temelini atmış, laik, sosyal ve ilerici bir partidir. Sultaya giden tüm yolların bu partide tıkalı olması gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi tabusal zihniyete karşı duran ve tabuları yıkan bir partidir. Doğrular takdir, elbette ki yanlışlar da tenkit edilecektir. Dikensiz gül bahçesi olmaz. Partimizde biat kültürü de yoktur. Dolayısıyla doğru mecrada eleştiri herkesin hakkıdır.

Kaldı ki, Sayın Alaattin Fitoz’un bir mahalli gazetemizde aday adayları ve istifa eden yöneticiler hakkında ki haksız ve acımasız eleştirilerine ses çıkaran yoktur. Ayrıca sayın milletvekilimiz Muharrem İnce partili bazı kişiler hakkında gerek basın yoluyla ve gerek toplantı ve sohbetlerinde hakarete varan söylemlerde bulunması hoş mu karşılanıyor yoksa?

Hiçbir zaman, hiçbir yerde partimize ve partililerimize zarar verecek davranış ve söylemlerde bulunmadım. Bazıları yerel basına verdiğim açıklamayı biraz sert görebilirler. Ama hakaret bulmaları söz konusu olamaz.

2003 yılının Ocak ayında, parti binamızda bir gece vakti yapılan gizli bir toplantıyı anlatmak istiyorum. Bunu şimdiye kadar anlatmış değilim. O dönem belli bir süre tepkisel olarak partimden bir grup arkadaşlarla istifam bu olay yüzündendir.

2002 Milletvekili seçimlerinden birkaç ay sonrasıydı. Ben o dönem Merkez İlçe Yönetim kurulu üyelerinden biriydim. Avukat Sayın İrfan Tunçel de Merkez İlçe Başkanıydı.  Sayın Muharrem İnce de yeni seçilmiş milletvekilimizdi. Bir akşam vakti saymanımız olan Hakkı Coşkun parti binamızın önünden geçerken ışıkları yanar buluyor. Biri ışıkları açık bırakmış düşüncesiyle, anahtarıyla kapıyı açıp içeri girerken, toplantı salonundan gelen sesler duyuyor. İçeri girmeden kulak misafiri oluyor. İl ve Merkez İlçe yönetiminden içerde 6 veya 7 kişi var. Sayın Milletvekilimiz şöyle konuşuyormuş:

‘‘Önümüzde yerel yönetim seçimleri var. Merkez İlçe yönetimi şu an Doğuluların ve Alevilerin elinde. Onlardan almazsak adaylarımızı belirlemekte güçlük çekeriz.’’ Hakkı Coşkun bu sözleri duyduktan ve kimlerin katıldığını gördükten sonra dışarı çıkıyor. İkinci günü beni arayıp, durumu anlattı. İkimiz İrfan Beye giderek durumu bildirdik. Bu durum karşısında ne yapmamız gerekir teatisinde bulunduk. Bir gün sonra da merkez ilçe yönetiminden bu toplantıya katılan bir arkadaşımızdan öğrenip, teyit ettikten sonra, İl Başkanımız rahmetli Yaşar Hanıma giderek, bu konuyla ilgili Sayın Milletvekilimizden toplantı talebinde bulunduk. Bir Cumartesi akşamı, parti binası toplantı salonunda randevu verildi ve toplandık. Merkez İlçe Başkanı İrfan Bey toplantıya katılmadı. Aralarının iyi olmadığı gerekçesiyle topu bana attı. Biz, beş Doğulu ve Alevi arkadaş katıldık. Arzu edildiği takdirde bu arkadaşların isimlerini verebilirim. İl Başkanımız rahmetli Yaşar Hanım da o toplantıda bulundu. O güne kadar hiç dikkatimi çekmemişti ve aklımızın ucundan da geçmiyordu. Meğer merkez ilçe yönetiminin altısı Doğulu ve beşimiz de Aleviyiz. CHP’liysek ve sosyal demokratsak bölgecilik ve mezhepçilik niye. Konuyu gündeme getirip, masaya yatırınca, ‘‘ Ben milletvekiliyim, her şeyi yaparım’’ hitamlarında bulunup, bizlere doğru dürüst konuşma hakkı bile vermedi. Biz de topluca toplantıyı terk ettik. Bir kişi hariç, hepsi bugün hayatta ve partimizin üyeleri. Rahmetli Yaşar Hanım’ın ricası üzerine ve partimiz zarar görmesin düşüncesiyle şikâyetten vazgeçtik. Sonuç, bir süre sonra görevden alındık.

Tüm yaşamım boyunca şimdiye kadar kendimce hep doğruları savundum ve doğrunun yanında olmaya özen gösterdim. İdealim, ulusumuzun tümüne, ülkemize hizmet etmektir. Yaşamımın sonuna kadar da buna devam etmektir emelim.

Savunmam şimdilik bundan ibarettir. Gereğini bilgilerinize arz ederim.
                                                                            22/08/2011

                                                                      Orhan KOCADAĞ
ADRES: Rüstempaşa Mahallesi
                Geziyolu Sokak NO:19/3
                                          YALOVA




Hakkımda soruşturma

Seçimin hemen sonrası miletvekilimiz Sayın Muharrem İnce'nin bana ve bazı partililere yönelik basın yoluyla yaptığı ''İrlandalılar'' benzetme ve eleştirilerine ve yine ikinci sıra miletvekili adayımız Sayın Alaattin Fitoz'un da bir mahali gazetede aday adayları ile yönetimden istifa eden eski yönetici arkadaşlara yönelik yaptığı haksız ve yalan hitamlarına, yine aynı yötemle, yani basın yoluyla verdiğim yanıt ve eleştiri beyleri çileden çıkarmış. Beni ve sekiz partili arkadaşları disipline vermişler. O açıklamamı merak edenler blgumda görebilirler.

12/08/2011 trihli ve 2011/2151 sayılı ve İl Disiplin Kurulu Başkanı imzalı, iadeli ve taahütlü, ağzı açık zarfla adresime postalamışlar.CHP Tüzüğünün 70. maddesi gereği disiplin kovuşturmasına karar vermişler. Konu ile ilgili 15 gün içinde yazılı veya sözlü savunmamı istemişler. Aslında 70. maddede onlarca bent halinde muhtelif  disiplin suçları içermektedir. O bendi belirtmemişler. Ben o bendi bildiğim için. iş uzamasın ve onlara kolaylık olsun diye, savunmamı yazılı olarak hazırlayıp, kısa sürede verdim.

Blogumda bir sonra ki yazım savunmamla ilgilidir. Merak edenlerin merakına sunular. Sonucunu sizlerle paylaşacağim.

8 Ağustos 2011 Pazartesi




           O AKŞAM
          
           Ay çıkmadı gökyüzüne
           Seni görünce
           O akşam
           Sen aydan güzeldin
           Yıldızlar sönük
           Ay silikti
           Saklandı bulutlara
           Hasetinden
           Tüm ışıkları sen saçtın
           O akşam
           Sen Ay’dan güzeldin.

                           Orhan Kocadağ