Yerel
Seçimlere doğru CHP
Yirmi
küsur yıldır CHP ne Yalova’da, ne de Türkiye’de yerel seçimlerde elle tutulur
bir başarı gösteremedi. Bu olumsuz tablonun tek bir nedenini gösteremeyiz
elbet. Genel Merkezde belirlenen politikaların, genel başkanın tutum ve
davranış biçimi yerele de yansımakta idi.
Bundan
önceki genel başkanın hizipçi ve dar yelpazedeki siyasi anlayışı cazibe
yaratamamıştı. İktidar olma hevesi zaten yoktu. Bu durum met-cezir olayı gibi
azıcık kabarıp, geri çekiliyordu. Partide genç kadrolara yer verilmedi. Bir
nevi sağ partilerin taktik anlayışları kopyalanıyordu.
Yirmi
yıldan beri ilk defa CHP hem yerelde ve hem de genelde iktidara yakın
gözükmektedir. Tabii ki sağlıklı, dengeli ve akıllı politikalar üretmesi
şartıyla.
Nihayet
Merkez İlçemiz kongreden bu yana, sekiz ay gibi uzun bir süreden sonra örgüt
toplantısını yapabildi. Bu kadar uzun bir süre neden beklediklerini de anlamış
değilim. Parti binasının bu tür toplantılara cevap veremeyeceği gerekçesiyle,
Bursa yolu üzerinde bulunan Fatih Düğün salonunu tutmuşlar. Yer biraz uzak
olmakla beraber fena da olmamıştı.
Toplantıya
katılım fena değildi. Katılanların ezici çoğunluğu, dörtte üç oranında ilçe ve
il kongrelerini kaybeden kanada aitti. Birlik beraberlik söylemlerinin gölgesinde, önümüzdeki yerel seçimlerde
adayların nasıl belirleneceği konusu damgasını vurdu. Yönetim Kurulunun tavrı
tekrar eskisi gibi merkez yoklamasıyla adayların belirlenmesiydi. Çoğunlukta
olan muhalif kanadın tavrı da tüm üyelerin oy kullanacağı sandığın konmasıydı.
Durum böyle olunca, uzun süredir toplantının olmaması nedeniyle gündemin
yoğunluğu toplantı süresini biraz uzattı. Toplantının bitiminden hemen sonra
bir iki kişinin densiz kabadayı tavırları, güzel geçen toplantıya hafif bir
gölge düşürdü.
Siyaset
akla, mantığa dayanan uzun soluklu bir iştir. Bu sürecin içinde özveri, irade
ve sabır gerektirir. Gücünü örgütünün tabanından almayan hiçbir siyasetin
başarı sağlaması mümkün değildir. Hele parti içi demokrasiye önem veren CHP de
hiç olmamalıdır. Üç dört dönemdir CHP de yerel yönetim adaylarının
belirlenmesi, kapalı kapılar arkasında akil adamlar sıfatıyla birkaç kişinin
verdiği kararlarla saptanıyordu ve seçmene dayatılıyordu. Doğaldır ki bir iki
kişinin dudakları arasındaki kararlar tabanda hoşnutsuzluk ve huzursuzluklar
yaratıyordu. Adamın adamı olmak ön plana çıkıyordu. Bu tablo da partiye başarı
getiremiyordu. Küskünlükler partide heyecan yaratamıyordu. Bildiğim kadarıyla
parti tüzüğünde böyle akil adamlar her şeyi belirler diye bir niteleme yoktur.
Durum böyle olunca da, beraberinde biat ve vesayet kültürü yerleşerek, bir iki
kişinin hakimiyeti ön plana çıkmış olacak. Ama artık bu tür politikaların yarar
yerine zarar getirdiği gün gibi ortalıkta. Örgütüne güvenmeyen bir yönetimin
başarı sağlaması mümkün değildir.Örgütüne güvenen, sesine kulak veren, örgütünü
sayan bir yönetim kesinlikle başarılara imza atar. Kendilerine güvenen, yeterli
gören partililer aday adaylıklarını açıklarlar, ki kanımca CHP de her üye, her
türlü göreve layiktir. Sandık konur, sıralamada kimler çıkarsa, küskünlük,
kavga, dalaşı olmadan sırasını saygıyla kabul eder ve birlik beraberlik içinde seçime
gidilir.
Aklıma
gelmişken şu tüzüğümüzün 12. maddesine göre Merkez İlçe Kongresine az bir süre
kala 135 civarında yetenekli, becerikli, sevilen, alanlarında uzman sayılacak
kişiler bir çırpıda üye kaydedildiler. Dilerim hepsi sosyal demokrat ve CHP
ilkelerine sadıktırlar. Bildiğim kadarıyla bazılarının kayıt formlarında bazı
usulsüzlükler tespit edilmiş ve Genel Merkeze iletilmiştir. Akıbeti ne olur
bilemeyiz. Gerçekten bu yeni sıra dışı üyelerimiz tüzüğün o maddesinin ruhuna
uygunlarsa seçimlerde kesinlikle tulum çıkarırız. Her ne hikmetse örgüt
toplantısında tanışmak için birine bile rastlayamadım. Bırakın bir ilçede bu
maddeye dayalı üye kaydetmeyi, Genel Merkezde bunu bir ayda sağlasın, kesin
genel seçimlerde iktidarız.